Sabah erkenden Mut Öğretmenevi'nden ayrıldık. Mut Kalesini gezip, market alışverişimizi de yaptıktan sonra yola koyulduk. 35-40 km Hadım-Mut yolundan ilerleyerek çok merak ettiğim Yerköprü şelalesi sapağında mola verdik. Buradaki bakkal ve manavda birşeyler atıştırdık. Bakkalın sahibi ile sohbet ettik. Yerköprü şelalesine 10 km yol olduğu ve 3 km yokuş çıkılacağını söylediler. Yerköprü şelalesinden anayola çıkış varmı diye sordum. Orman yolu varmış fakat bisikletle oraları aşmanız çok zor dediler. Ayrıca Ermenek yolunun bir kısmının bakımda olduğunu ve yolun bozuk olduğu yönünde de biz uyardılar. Yeni bir yol açma çalışmaları yapılıyormuş. Çıkacağımız rampaları da düşünerek diğer iki arkadaşım kamyonet ile yola çıktılar.
Ben ise Yerköprü şelalesine doğru yola koyuldum. Ormanlık bir arazinin içinden çok güzel asfaltı olan bir yoldan keyifli keyifli yokuşları çıkmaya başladım. Bakkal amcanın dedği gibi 3 km yokuş yoktu tabi. Tam 7 km boyunca rampa çıktım. Çantaları bakkala bırakıp boş gidip gelmek aklıma yeni gelmişti ama iş işten geçmişti. Yanımda duran bir araç Yerköprü Şelalesine buradan mı gidiliyor diye sordu. Bende çok bilmiş gibi evet bu yolu takip edin sonunda şelaleye varacaksınız dedim.

Az önce araçlarıyla gelen çiftte buradaydı. Bir selamlaşmanın ardından taş döşemeli yoldan bisiklet elimde inmeye başladım. Baktım yol gittikçe gidiyor baya uzun hemen sağdaki bir kamelyanın içine bisikletimi yerleştirdim ve yayan olarak seri şekilde devam ettim. Tahta bir köprüden karşıya geçip gene merdivenlerden iniş yapıp şelaleye kadar vardım. Kimseler yoktu. Şelalenin fotoğrafını ve videosunu çektim. Şimdiye kadar gördüğüm şelaleler içinde en hoşuma giden burası oldu. Dağların arasında müthiş bir su sesi ve yemyeşil bir alan, hayran kalmamak mümkün değildi. Biraz önce tanıştığımız çitftte geldi. Adana'dan gelmişler. Ben onların fotoğraflarını çektim onlarda benim fotoğraflarımı çektiler. Ben şelalenin aktığı yöne doğru ilerledim. Hemen şelalenin üstüne çıktım. Tahta yollar yapmışlar çeşitli ağaçların içinden geçip biraz gezdim. Bir an kendimi amazon ormanlarında hissettim. Aklıma yılanlar geldi. Onları da görseydim tam olacaktı. Neyse oradan ayrılıp 70-80 metre çalıların arasından dar bir patikadan yukarıya çıkıp suyun kaynağı ve gözüne ulaştım. Koskoca kayanın dibinden su fokurduyordu. Hayran olmamak elde değildi. Buz gibi sudan biraz içtim ve elimi yüzümü yıkadım. Hemen sol taraftan kaynaktan boru çekmişler. Muhtemelen girişteki cafe-restoran tarzı yere gidiyordu. Şelalenin altında 70 metrelik bir mağara var yukardan girip şelalenin altından çıkılabiliyormuş. Burada da fotoğraf ve video çekimlerimi yapıp hızlı adımlarla geldiğim yoldan geri döndüm. Köprünün üzerindeyken bir video çekimi daha yaptım ve bisikletimin olduğu yere doğru yürümeye başladım. Kamelyanın oraya doğru yaklaştıkça bisikletimin olmadığını gördüm. Birden kaynar suların başımdan döküldüğünü hissettim.



Yaklaşık 50 km bir yolu kamyonet ile geçtim. Diğer arkadaşlarım Görmeli Köyü' ne varmışlardı ve yolun kenarında beni bekliyorlardı. Yol boyu döne döne yukarı çıkan o kadar dik ramplar vardı ki kamyonet yüklü olduğundan 4 yerde vitese geçmedi ve her seferinde 2-3 dk bekledikten sonra devam edebildik. Görmeli köyünün içinden kamp için alışverişimizi yaptım. Köyün çıkışında arkadaşlarımla buluştuk. Ermenek barajının kenarında güzel bir ormanın içinde kampımızı kurduk ve geceyi burada geçirdik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder